top of page

DUYGULARI YAZMAK

asliozgeylmz

Geçenlerde danışanlarımdan biri ile insanların kendilerini ifade etme şekilleri ve bunun özgüvenle ilişkisini konuşuyorduk. Ve bana “yazmanın” yani “kendini yazarak ifade etmenin” nasıl da bir “eziklik” olduğundan – bu onun kelimesi – dem vuruyordu.

Eşiyle sözel olarak iletişim kuramadığını, kendini anlatmakta zorlandığını, hatta bazen kendini ona bir türlü dinletemediğini söylüyordu. “Yaz o zaman, dök içindekileri” dediğimde ise, “yazmak ezikliktir ama” oldu ağzından ilk çıkan cümle…

İşte daha küçücükken bize öğretilenlerden: Konuşamıyorsan eğer, kavga edemiyorsan mesela, eziksindir; yetersiz ve korkak ve başarısız ve hatta beceriksizsindir.

Daha küçücük çocuklarken bir çoğumuzdan hep “bir başkası olmamız” beklenir bu yüzden. Sanki dünya üzerinde “konuşabilen” ve “konuşamayan”lar olarak sadece 2 insan tipi varmış ve oyunu kazanan sadece o konuşabilenlermiş gibi.

Dikkat et, ifade eden demiyorum, konuşan diyorum. Lakin konuşup, boş konuşanlar da, ne dediğini bir türlü anlamadıklarımız da, konuşurken sadece eleştiren ve yargılayanlar da vardır herbirimizin yaşamında.

Kıssadan hisse, hep daha dışa dönük olmamız bekleniyor bizden, yüksek sesli olmamız. Sınıfta parmak kaldırırsak sözlü notumuz 5 geliyor, toplulukta dikkat çekersek başarılı addediliyoruz, sevilmeye layık oluyoruz.

Gördüğün gibi, ifade etmek ile salt konuşmayı birbirine karıştıran bir sistemde büyüyoruz hepimiz. Anne-babamız hep daha atılgan olmamızı salık veriyor. Yalnızlığı sevmek, sessizlikte huzur bulmak, kavga etmek yerine bazen de yazarak, bağırmadan, duygulara odaklanarak “ifade etmek kendimizi” zayıflık oluveriyor birden. Zehirleniyoruz bazılarımız yıllar yılı… Oysa ki “İfade et, nasıl olduğu önemli değil” denebilse ve böyle olmak zayıflıkmış gibi algılanmasa ve herkes kendisini o en özel haliyle kabul edebilse, sevebilse…


Amerikalı psikoloji profesörü James Pennebaker, 1986’dan beri, duyguları yazarak ya da sözel olarak anlatmanın hem ruh hem beden sağlığımızı nasıl da olumlu etkilediğini ortaya çıkaran bir dizi araştırma yaptı. Yani aslında nasıl olduğu önemli değil diyor işte! Kendini ifade et yeter diyor…

Kendimizi ifade etmenin en önemli yollarından biri ise, inanamayacaksın belki ama, yazmaktan geçiyor. Çünkü insanın önce kendisiyle iletişime geçmesi gerekiyor ve bunu en güzel yazarak yapabiliyor.

Üşenmeden, kendine sorarak, bazen bir daha dönüp bakmamacasına, sadece yazmak… Yargılayan yok, sorgulayan yok; sadece o “an”ve sen varsın orada. İçindekileri önce bir deftere dökmek, dipteki, kuytudaki tüm duygularını keşfetmek, kendini anlamak, hayallerini yazmak…

Unutma, “mürekkebin” varsa yazabilirsin.

17 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

RUH VE BEDEN

RUH VE BEDEN BİRBİRİNDEN AYIRT EDİLEBİLİR ANCAK BİRBİRİNDEN AYRIŞTIRILAMAZ – CARL JUNG Madalyonun bir yüzünde ruh varsa, diğer yüzünde...

AÇ GÖZÜNÜ

Eckhart Tolle, “sen zihnin değilsin” derken ne demek istiyor? Zihin günde ortalama 60.000 düşünce üretiyor. Bu düşünceleri dilersen...

ÖNCE BEN!

İçimiz neyse, dışımız da her zaman o’dur. İnsanlar sizinle konuşuyor gibi görünebilir ama aslında kendileriyle ilgili konuşuyorlardır....

Comentarios


bottom of page